

Çok uzak bir ülkede terkedilmiş bir köyün tam ortasında bir aile yaşarmış.Bu evde anne ve oğul çoğu zaman yalnız kalırmış çünkü bu ailenin babası gemici imiş ve çok uzak ülkelere seyahate gidermiş.İşte bu yüzden anne ve oğul çoğuzaman yalnız yaşarmış.Ayrıca bu aile babanın gelmesini dört gözle beklermiş.Bir gün bu evin oğulu olan Alp hastalanmış.Alp ateşler içinde yanarken Alp'in annesi komşulardan yani diğer köyden yardım istemeye gitmiş.Komşular hemen yardıma gitmiş.Komşuların içinde doktor olan ve eczacı olan varmış.Doktor Alp'e ilaç yazmış ve eczacıda ilaçları getirmiş.Eczacı Alplerin ne durumda olduklarını bildiği için para istememiş.Doktor Alp'e:
-Alp üç dört gün dinlen.demiş.
Ama Alp'in dinlenecek zamanı yokmuş.Çünkü Alp bir marangozcu dükkanında çalışıyormuş.Ustası Alp'in dinlenmesini ne kadar istesede Alp eve ekmek götürecekmiş...Günler geçmiş aylar geçmiş.Alp iyileşmiş.Ve baba eve gelmiş.Baba iki üç saat oturduktan sonra Fransa'ya yola çıkmış.Her zaman olduğu gibi evdekiler çok üzülmüş...Yine günler,aylar ve yıllar geçmiş.Alp evlenecek yaşa gelmiş.Ayrıca bu Alp'i kıskanan Alp yaşında Efe adında bir çocuk varmış.İşte bu Alp evlenme yaşına gelmişti ya,bu Alp'in kısmetine muhtarın o prenses gibi kızı talip olmuş aynı zamanda Alp'te yakışıklı çocukmuş.Ve bu prensessin adı Elif imiş.Elif ve Alp evlenmiş.Efe artık patlayacakmış.Ve bir tane oyun planlamış.Oyun Alp'i hırsızlıkla suçlamakmış.Efe daha güneş doğmadan marangoz dükkanına girmiş ve kasadan paraları almış.Sabah Alp'in ustası kasayı açıp baktığında paralar yokmuş.Herkes Alp'e suç atıyormuş ama usta onlara inanmıyormuş.Ta ki Efe:
-Usta ben daha güneş doğmadan Alp'i dükkandan çıkarken gördüm.diyene kadar.
Alp'e artık kimse inanmaz olmuş.
Ve sonunda terk edilmişi, insanlardan uzak bir ormana gitmeye karar vermiş.Alp üç gün yürümüş.Ve o üç gün sonrada Efe suçunu itiraf etmiş.Ama artık çok geçmiş.Bütün köy halkıda çok acı çekiyormuş...Alp artık oralı olmuş.Aylar geçmiş yıllar geçmiş.Çok yağmurlu bir günde Alp'in kapısına dokuz,on yaşlarında bir kız çocuğu gelmiş.Kız kapının önünde dizlerinin üstünde hıçkıra hıçkıra ağlıyormuş.Ve:
-Amca lütfen beni içeri al.diyormuş.
Alp hiç düşünmeden küçük kızı içeri almış.Ve kıza:
-Söyle bakalım senin adın ne?
-Şeyy, benim adım yok!
-Ne yani şimdi senin adın yok mu?demiş Alp.
Ve kızı daha fazla üzmek istemediği için:
-Hadi bir düşünelim senin adın ne olsun?
-Sueda!demiş küçük kız.
Ama Alp Alev olmasını istiyormuş ve kıza şu soruyu sormuş:
-Ama iki adın olsa biri Sueda biri Alev olsa güzel olmaz mı?
-Aaaaa!Çok güzel olur.Birde sen benim babam olsan?
-Evet olur Alev Sueda.demiş Alp.
Ama pek güzel olmamış Alev ismi Sadece Sueda dese olmaz mı?Bunu küçük kıza sormuş.
-Senin adın Alev Sueda ya,ben sana sadece Sueda desem?
-Oluuurrr.demiş Sueda.
Ve artık Sueda ve Alp'in arasında baba kız gibi bir bağ olmuş.Günler,aylar hatta yıllar geçmiş.Sueda genç kız olmuş.Ve artık insan yüzüne çıkmaya ikiside hazırmış.Alp bir baba gibi davranarak Sueda'yı yormamak için en yakın köye taşınmış.Sueda evin kızı olaraktan evi derleyip toplamış ve kendi eli ile ördüğü örtüleri de koltukların üstüne koymuş.Alp ise bu arada balık tutuyormuş.Bir gün yine Alp balık tutarken kıapıya yaşlı bir adam gelmiş.Adam elinde Alp'in fotorı ile Sueda'ya:
Ve artık Sueda ve Alp'in arasında baba kız gibi bir bağ olmuş.Günler,aylar hatta yıllar geçmiş.Sueda genç kız olmuş.Ve artık insan yüzüne çıkmaya ikiside hazırmış.Alp bir baba gibi davranarak Sueda'yı yormamak için en yakın köye taşınmış.Sueda evin kızı olaraktan evi derleyip toplamış ve kendi eli ile ördüğü örtüleri de koltukların üstüne koymuş.Alp ise bu arada balık tutuyormuş.Bir gün yine Alp balık tutarken kıapıya yaşlı bir adam gelmiş.Adam elinde Alp'in fotorı ile Sueda'ya:
-Kızım sen bu adamı gördün mü?O benim oğlum.diyince
Sueda:
-Aaaaa!Siz benim babamı mı soruyorsunuz?
-Bilmem ama sanırım öyledir.
-Dedeciğim içeri girin buyrun.
-Kızım nasıl senin baban olur?Peki babanın adı ne?
-Alp.
-Allah'a şükür oğlumu buldum!Peki nerde, ne zaman gelir?
-Balık tutuyor az sonra gelir.
-Peki seni nerden buldu?
-Peki dede anlatıyım.Babam ormanda idi.Çok yağmur yağıyordu,ben dışarda sırılsıklam olmuş bir halde babamın kapısını çaldım.Babam hiç iğrenme duygusu yaşamadı hatta çok sevdiği gözünden belli idi.Sonra beni içeri aldı,üstümü değiştirmem için giysi verdi.Sonra adımı bulmaya uğraştık.Ben Sueda babam ise Alev diye düşündü.Ve adım Alev Sueda oldu.Ama babam bana Sueda diyor.diye anlattı.
Zaten bu arada Alp gelmişti karşısında babasını görünce hemen sarıldı.Artık ikiside ağlıyordu.Baba ve oğul konuştular,hasret giderdiler.Ve sonunda geri dönme kararı verildi.Ve üç gün sonra eski köye geldiler.Efe Alp'ten özür diledi ve köy sonunda eski sevincine geri döndü.
Canım Kızım,
YanıtlaSilAzimle çalışmanı sürekli takip ediyorum.Her geçen gün kendini aşıyorsun. Başarılar bir tanem..
çok teşekkür ederim.
YanıtlaSil