1. BÖLÜM
Zümrüt Hanım yine kocasına bağırıyordu.Her ne kadar kocası Engin Bey'in kazandığı paralarla geçinseler de her fırsatta Engin Bey 'e bağırırdı."Engin bu kız ne zaman okula gidecek?" "Engin neden ve geç geldin?" "Engin lanet olası adam neredesin, hizmetçi para istiyor!" "Engin..."
Artık Engin Bey bıkmıştı bu durumdan, en kısa zamanda bu kadını boşamalıydı ama nerdeeee?!
Boşanır mı hiç Zümrüt hanım, hiç göz göre göre fakirliğe gider mi?
Her seferinde hayır der ama boşanmaz.Çünkü o süse püse düşkündür, kılık kıyafetinin pahalı olmasına özen gösterir, yoksa rezil olur arkadaşlarına.
Engin Bey de farkındaydı bu durumu ama söyleyemiyordu eşine.
Zaten söylese de kesin büyük bir kavga çıkardı ve küçük kızları bundan çok etkilenirdi.Bu yüzden bunu söyleyemezdi özellikle yarın, çünkü yarın küçük kızları Aylin'in doğum günüydü.
2.BÖLÜM
O gün gelmişti ve Aylin prenses gibiydi.Bir sürü arkadaşı ve aile büyükleri toplanmıştı.Babasının geçen doğum günüde aldığı eflatun renkli kısa elbiseyi giymişti, başında ise yine babasının ona aldığı papatyadan taç vardı.Kesinlikle çok güzel olmuştu ve bazı arkadaşları onu biraz kıskanmışa benziyordu.Kendisi de bunu biliyordu ve ona göre davranıyordu.İçinden de"Canım babam benim beni ne kadar çok seviyor,iyi ki benim bu kadar iyi bir babam var ."diyordu.Gerçekten iyiydi babası ve kızını seviyordu ama annesi hep kendine düşkündü ve kızına fazla bir şey almazdı.Doğum gününde bile ıkına sıkına bir hediye almıştı ama kendine de bir şey almadan çıkmadı dükkandan.
Ama Aylin bunu bilmiyordu.Sadece annesini hep eli dolu görüyordu ve kendisine bir şey almış diye seviniyordu.
Annesi böyleydi ve Aylin merdivenden inerken ona yapmacık bir gülümsemeyle çabuk in der gibi elini öne arkaya sallıyordu.Aylin'de bunu elini salla anladı ve elini salladı.Annesi artık çıldırmıştı,kızına kaşlarını çatmış bakıyordu.Biran önce bunun bitmesini istiyordu, çünkü yine kendini bir şeyler almak zorundaymış gibi hissediyordu.
Bunun için Aylin'in yanına gitti ve onu çabuk olmasını söyledi.Bunların hepsini 2 saniye içinde düşünüp yapmıştı.Zaten sevmiyordu bu doğum günü "partilerini".
Ama kendi doğum günü partileri fazlasıyla şaşaalıydı.56 metrekarelik salonunu çeşit çeşit süslerle süsletmişti.Ayrıca koltukların yüzünü bile değiştirmişti.Engin Bey'e yine fazla masraf çıkarmıştı.Ama Engin Bey bunları ödemek zorunda kalmıştı ve çok fazla miktardaki parayı ödemişti,yine kavga çıkmıştı ve Aylin o zaman anne karnındaydı.Bu nedenle Engin Bey eşini fazla üzmek istemiyordu ama bıkmıştı.Bebek için alsa neyse ama kendi için almıştı her şeyi, buna kızıyordu aslında Engin Bey, yoksa parasını öderdi fakat bu kadar fazlasını ödemesi biraz zor olmuştu.
Aylin doğduktan bir yıl sonra bile doğum günü zorla kutlanmıştı.Şimdi yine aynı şekildeydi ve bu doğum günüde zorla kutlanıyordu.Aylin merdivenden inince Zümrüt Hanım:
-Hepiniz hoş geldiniz şimdi pasta kesilecek ve dans edeceğiz ondan sonra ise parti bitecek.dedi hızlıca.
Engin Bey anlamıştı ama sesini çıkartmadı,ta ki Aylin'in ağlamaklı suratını görünceye dek:
-Haha, nede komiksin hayatım,tabi ki öyle bir şey yok.İlk önce biraz dans edip ısınalım daha sonra pasta gelir yeriz ve sonra biz büyükler salonda konuşuruz,Aylin'in arkadaşları ise oyun odasında oynarlar.dedi yavaş yavaş.
Aylin'in yüzü birden güldü ve:
-Hadi o zaman dansa başlayalım!diye bağırdı.
Zümrüt hanım bakımlı tırnaklarıyla kolunu yırtarcasına kaşımaya başladı.Ve hemen ardından Engin Bey'in yanına gidip:
-Ben çıkıyorum, biraz işim var.dedi
Ama Engin Bey onu kolundan tutup gitmemesini hemen kızının yanına gitmesi gerektiği söyledi.Ve Zümrüt Hanım istemeyerek kızının yanına gitti.
3.BÖLÜM
Pasta kesilme anı gelmişti ve üzerinde altı mum olan bir pasta birazdan kesilecekti.Aylin'in elinde içi sünger dolu bir bıçak vardı ve bütün çocuklar onu tutmak için sıraya girmişti.Aylin ise pastayı kestikten sonra bıçağı vermeye hiç niyetli değildi ama arkadaşlarını üzmek istemiyordu.Babası Aylin yanına çağırmıştı.(Daha doğrusu ilk önce Aylin gitmişti.) Aylin'e sadece bıçağı pastanın üzerine değdirmesi gerektiğini ve pastanın plastik köpükten olduğunu söyledi, çünkü kızının rezil olup üzülmesini istemiyordu.Ama Aylin'in derdi farklıydı.Babasının yanına bunun için gitmişti.Fakat Aylin bunu unutmuştu. Zaten o kadar önemli bin şey değildi, sadece annesini merak etmişti. Annesi ise şuanda diğer kadınlara Aylin'in yaramazlıklarını (Tabi Aylin'in yapmadığı, Zümrüt Hanımın uydurduğu yaramazlıkları)anlatıyordu.Diğer kadınlar ise bir Aylin'e bakıyor birde anlatılanları dinliyorlardı ama inanmak zorunda kalıyorlardı. Yani koskoca kadının yalan söylemesine inanmak daha zordu. Fakat Aylin'in bunu yaptığına da inanamıyorlardı. Zaten fazla kafa yormaya gerek yoktu, ha yapmış ha yapmamış, bir şey değişmezdi. Ama Zümrüt Hanımın yaptığı bu şey çok kötü bir şeydi. Aylin ise bu kötülükten habersiz, mutlu bir şekilde arkadaşlarıyla oyun odasında oynuyorlardı. Hem kız hem erkek, hepsi toplanmış çoğu kişinin kız oyunu dediği evciliği oynuyorlardı, daha doğrusu kız oyunu olmadığını kanıtlıyorlardı. Bu küçükler her şeyden habersizdiler çünkü aşağıda kadınlar kimin çocuğu daha iyi diye "kavga" ediyorlardı. Erkekler ise kadınları ayırmaktan bıkmış ve onları kendi halinde bırakmışlardı, ama birazdan Aylin'in doğum günü mafolabilirdi.
4. BÖLÜM
Beklenen olmuştu, oyun odasından birer birer ağlayarak giden çocukların neden gittiğini hiç bir çocuk bilmiyordu ve hiç mutlu değildiler. Aynı zamanda beyler de mutlu gözükmüyordu çünkü hanımların bu saçma sapan kavgası bütün konuşmalarını bölmüştü. Tam da ateşli bir futbol konuşmasına gireceklerdi ve bu da erkekler için çok önemliydi. Zaten önemli olmasa bu kadar surat asmazlardı. Neyse ki hepsi birlikte kalktığı için yine yolda konuşma fırsatı buldular. Sadece Nesrin Hanımın kocası Arif Bey o grupta yoktu.Arif Bey keşke o grubta olsam gibilerinden de değildi aslında yani futbolu holiganlık gibi görenlerdendi. Fakat diğer erkeklerin de ondan dalga geçmesinden pek hoşlanmıyordu. Aslında Zümrüt Hanım hep kocasına diğer erkekler gibi olması gerektiğini söyleyip dururdu ama nafile. Arif Bey kızı Aylin'in geleceği için aşırılıktan kaçınıyordu. Eğer diğer erkekler gibi fazla aşırı olsaydı kesinlikle kızının diğer çocuklardan farkı olmayacağını biliyordu ne kadar zengin olurlarsa olsunlar onları anaokulundaki çocuklarla aynı olduklarını kendini onlarda üstün görmemesini öğretmeye çlışıyordu.
5.BÖLÜM
Aylin olanlara çok üzülmüştü ve hemen babasının yanına gidip:
-Annem beni sevmiyor eğer sevseydi böyle yapmazdı kavga çıkartmazdı ben merdivenden inerken çabuk olmamı söylemezdi sevinçle alkışlardı herkesin annesi öyle yapıyor. Baba biz evden kaçalım annem uzak bir yerlere gidelim eğer gerçek annem yanımda olsaydı bunu ister miydi?
-Hayır kızım istemezdi çünkü senin annen benim bu kadınla evlenmemi istedi.
-Demek ki gerçek annem de beni sevmiyormuş.
-Hayır kızım o sana tapıyordu. Onun hayatı sendin, nefesi sendin,suyu sendin kızım. Annen dedi ki eğer kızım bana kızarsa bir gün ona de ki annen senin hayata hazırlanman için bu kadını başına koydu çünkü hayattta karşına sürekli böyle insanlar çıkacak de dedi.
-Baba peki ben hep bu üvey annemle mi kalacağım?
-Tabi ki hayır kızım. sen büyü ben seni evimizden uzak bir okula göndereceğim.
-Ne zaman baba?
-15 yıl sonra kızım...
-Ama baba ben hemen gitmek istiyorum hem de hemen.
-Olmaz kızım...Olmaz çünkü annen yukarda bizi izliyor eğer onun sözünü tutmazsak bize küser.
-Baba seni çok seviyorum artık her gece yıldızlara bakacağım ve en parlak yıldızı bulup ona öpücük göndereceğim...
5.BÖLÜM
Aylin olanlara çok üzülmüştü ve hemen babasının yanına gidip:
-Annem beni sevmiyor eğer sevseydi böyle yapmazdı kavga çıkartmazdı ben merdivenden inerken çabuk olmamı söylemezdi sevinçle alkışlardı herkesin annesi öyle yapıyor. Baba biz evden kaçalım annem uzak bir yerlere gidelim eğer gerçek annem yanımda olsaydı bunu ister miydi?
-Hayır kızım istemezdi çünkü senin annen benim bu kadınla evlenmemi istedi.
-Demek ki gerçek annem de beni sevmiyormuş.
-Hayır kızım o sana tapıyordu. Onun hayatı sendin, nefesi sendin,suyu sendin kızım. Annen dedi ki eğer kızım bana kızarsa bir gün ona de ki annen senin hayata hazırlanman için bu kadını başına koydu çünkü hayattta karşına sürekli böyle insanlar çıkacak de dedi.
-Baba peki ben hep bu üvey annemle mi kalacağım?
-Tabi ki hayır kızım. sen büyü ben seni evimizden uzak bir okula göndereceğim.
-Ne zaman baba?
-15 yıl sonra kızım...
-Ama baba ben hemen gitmek istiyorum hem de hemen.
-Olmaz kızım...Olmaz çünkü annen yukarda bizi izliyor eğer onun sözünü tutmazsak bize küser.
-Baba seni çok seviyorum artık her gece yıldızlara bakacağım ve en parlak yıldızı bulup ona öpücük göndereceğim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder